Erdoğan’ın Suudi Arabistan ziyaretinin arkasından paylaşılan ortak açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti ve Suudi Arabistan Krallığı liderlikleri ve kardeş halkları arasındaki kardeşlik bağları, seçkin ilişkiler ve köklü zamanı bağlardan hareketle, Miladi 17.07.2023 evveliyatına karşılık eden Hicri 29.12.1444 tarihinde Suudi Arabistan Krallığı’na resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir.
Altesleri Veliaht Prens ve Başbakan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bir araya gelmiş, Cidde’de Al-Salam Sarayı’nda meydana gelen resmi görüşmelerde iki kardeş ülke arasındaki zamanı ilişkiler ve bu tarz şeyleri her alanda geliştirmenin yolları gözden geçirilmiş ve mevcut genel bölgesel ve internasyonal durum hakkında karşılıklı görüş alışverişinde bulunulmuştur.
“VELİAHT PRENS, ERDOĞAN’I SEÇİM ZAFERİ NEDENİYLE TEBRİK ETTİ”
Görüşmenin başlangıcında Altesleri Veliaht Prens ve Başbakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kısa süre ilkin Türkiye’de elde etmiş olduğu seçim zaferi vesilesiyle kutlama etmiştir. Türk tarafı Hadim-ül Haremeyn Eş-Şerifeyn’in hükümetinin ve Altesleri Veliaht Prens’in Harameyn Eş-Şerifeyn’e, hacılara ve umre ibadetine gelenlere verdikleri hizmetleri takdir etmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nden gelen hacıların, umre ibadetine gelenlerin ve ziyaretçilerin rahatlığı için gösterilen yüksek düzeydeki eşgüdümü övmüşlerdir. Türk tarafı ek olarak 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanmış olan zelzele felaketinden sonrasında Suudi Arabistan Krallığı’ndan Türkiye’ye gönderilen destek için de takdirlerini dile getirmiştir.
İki taraf da Altesleri Veliaht Prens’in Miladi 22.06.2022 evveliyatına karşılık gelen Hicri 23.11.1443 tarihinde Türkiye’ye gerçekleştirdiği ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Miladi 20.04.2022 evveliyatına karşılık gelen Hicri 28.09.1443 tarihinde Suudi Arabistan Krallığı’na gerçekleştirdiği ziyaretlerin kazanımlarından ve iki ülkenin çeşitli alanlardaki işbirliğinin kapsamının genişletilmesine ve Türkiye Cumhuriyeti ile Suudi Arabistan Krallığı arasındaki yakın ilişkileri güçlendirmeye katkı elde eden pozitif yönde neticelerinden övgüyle söz etmiştir. İki taraf Türk-Suudi Koordinasyon Konseyi’nin faaliyete geçirilmesine yönelik süreçlerin tamamlanmasının, ortak proje ve inisiyatifler geliştirilmesinin ve bunların Konsey çerçevesinde uygulanmasının önemini vurgulamıştır.
Iktisat, tecim ve yatırım alanlarında küresel ekonominin önündeki en mühim sınamaları ve bu sınamalarla mücadelede Türkiye ve Krallık’ın, rollerini gözden geçirmiş, tecim ve yatırım alanlarında ortaklık ivmesinin artırılmasının önemini ve bilhassa altyapı, inşaat, mühendislik, müdafa ve metalürjik sanayii, çevre ve miras turizmi, yenilenebilir enerji şeklinde bir takım hedef sektörde ve öteki ortak çıkar alanlarında ekonomik entegrasyon için fırsatları destekleme mevzusundaki istekliliklerini vurgulamışlardır. İki ülkenin hususi sektörleri arasındaki iletişimi yoğunlaştırarak, {özel sektör} için verimli ve elverişli bir yatırım ortamı geliştirerek, hususi sektörü güçlendirmek, tesisler sağlamak, uygun bir iş ortamı yaratmak, lüzumlu kolaylaştırıcı unsurları sağlamak ve bu şirketlerin yaşamış olduğu her türlü problemi çözmek suretiyle en önde gelen yatırım fırsatlarını araştırıp tespit ederek iki ülke arasındaki ticareti geliştirmenin ve çeşitlendirmenin yollarını ele almışlardır. Ek olarak, ekonomik ilişkilerin güçlendirilerek daha yüksek ve daha kapsamlı seviyelere ulaştırılmasında hususi sektörün oynadığı rolün önemini de vurgulamışlardır. İki taraf, Aralık 2022’de Ekselansları Suudi Yatırım Bakanı’nın ziyareti esnasında, 280’den fazla (Türk ve Suudi) önde gelen firmanın katılımıyla düzenlenen ve kamu ve {özel sektör} için (12) antak kalma ve mutabakat zaptının imzalanmasıyla sonuçlanan Türk-Suudi Yatırım Forumu’nun neticelerinden övgüyle söz etmiştir. Gezim alanında bu yıl Ağustos ayında İstanbul’da yapılması planlanan Türk-Suudi Yatırım Forumu’ndan kıvanç duyduklarını ifade etmişlerdir.
Enerji alanında, iki taraf, küresel enerji piyasalarının istikrarının önemini vurgulamış, Türkiye, Krallık’ın, küresel petrol piyasalarının dengesini, üretici ve tüketici ülkelerin çıkarlarına hizmet edecek ve sürdürülebilir ekonomik gelişme sağlayacak şekilde desteklemedeki rolünü memnuniyetle karşılamıştır. İki taraf, yenilenebilir enerji, iki ülke arasındaki elektrik ara bağlantısı, Krallık’tan Türkiye ve Avrupa’ya elektrik ihracatı, enerji verimliliği, yenilik ve hidrokarbon kaynakları için temiz teknolojiler ve hidrojen şeklinde düşük karbonlu yakıtlar dahil olmak suretiyle enerji alanlarında işbirliğini geliştirme ve nükleer enerjinin barışçıl kullanım alanlarına ve bu alanların düzenleyicilik boyutlarına ilişkin ortaklık seçeneklerini araştırma arzularını dile getirmişlerdir. Ek olarak, enerji sektörleri ve sürdürülebilirliği ile ilgili proje ve tedarik zincirlerinin geliştirilmesinde işbirliğinin artırılması ele alınmıştır.
ENERJİDE İŞ BİRLİĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İki taraf, petrol, petrol türevleri ve petrokimya arzı da dahil olmak suretiyle bir takım enerji alanında işbirliğini güçlendirmenin önemini vurgulamıştır. Ek olarak, temiz hidrojenle ilgili en iyi uygulamaların hayata geçirilmesi bağlamında data ve deneyim değişimine ilave olarak, uzmanlaşmış üretim ve hidrokarbonların yenilikçi kullanımları da dahil olmak suretiyle tüm petrokimya sektör zincirindeki ortak girişim fırsatlarını tartışmışlardır. İki taraf, iki ülkedeki mahalli kaynakların kullanımını çoğaltmak için firmalar içinde ortaklık sağlamanın ve böylece enerji arzında esnekliğe ve verimliliğe ulaşılmasına katkıda bulunulmasının önemini teyit etmişlerdir.
İklim değişikliği mevzularıyla ilgili olarak, iki taraf, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Paris Anlaşması ilkelerine bağlı kalmanın öneminin altını çizmiştir. Türk tarafı, Suudi Arabistan’ın iklim değişikliği alanındaki çabalarına desteğini ifade etmiştir. İki taraf, döngüsel karbon ekonomisini, emisyonları yönetmek ve iklim değişikliği hedeflerine ulaşmak için bir vasıta olarak kullanmaya yönelik politikaları kendi önceliklerini ve değişik ulusal koşullarını da dikkate alarak teşvik etmek suretiyle döngüsel karbon ekonomisi uygulamaları geliştirilmesine dönük işbirliğinin önemi hususunda mutabık kalmışlardır.
Taraflar, ihracat ve ithalat alanlarında imzalanan mutabakat zabıtlarının etkinleştirilmesi ve endüstri sektörüne yatırım çekilmesi için çalışılmasının yanısıra, endüstri ve madencilik sektörlerinde işbirliğinin güçlendirilmesinin öneminin altını çizmiştir. Ek olarak, her iki taraf da imalat ve petrokimya sanayii, otomotiv ve yedek parça sanayii, havacılık sanayii, limanlar ve denizcilik sanayii, madencilik sanayii ve besin sanayii dahil olmak suretiyle maden ve endüstriyel sektörlerde gelecekteki ortaklık alanlarının güçlendirilmesi ihtiyacını vurgulamıştır. Taraflar, iki ülkenin hususi sektörlerinin ziraat ve besin endüstrileri alanlarında yatırım ortaklıklarına girme kapsamlarında görülen genişlemeyi memnuniyetle karşılamışlar, çevre, su, ziraat ve besin güvenliği alanlarında devam eden işbirliğinin önemi hususunda mutabık kalmışlardır.
Taraflar; kontakt, teknoloji, dijital iktisat, yenilik ve uzayla ilişkili alanlarda işbirliğini ve ortaklığı geliştirme arzusunu dile getirmişlerdir.
Her iki taraf da ulaşım ve çeşitli lojistik hizmetler alanlarında işbirliğinin etkinleştirilmesi ve güçlendirilmesinin önemini vurgulamış ve iki ülke arasındaki uçuş sayısını artırmayı görüşmüşlerdir.
Taraflar, müdafa ve güvenlik alanına ilişkin olarak, müdafa ve askeri endüstri alanlarında ortaklık ve eşgüdümü geliştirmek ve bu alanlarda imzalanan anlaşmaları iki ülkenin ortak çıkarlarına hizmet edecek, bu çıkarları sağlayacak, bölgede ve dünyada güvenlik ve barışın sağlanmasına katkıda bulunacak şekilde harekete geçirilmesi mevzusundaki kararlılıklarını ifade etmişlerdir. İki taraf ek olarak, iki kardeş ülkede güvenlik ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunacak şekilde her türlü suçla savaşım, terörizm ve terörizme neden olan şiddete varan aşırıcılık ve bunların finansmanı ile savaşım alanında işbirliğini güçlendirme, data, uzmanlık ve eğitim değişimi dahil olmak suretiyle ortak çıkarları ilgilendiren mevzularda mevcut güvenlik işbirliğini ve koordinasyonunu güçlendirmenin önemi üstünde mutabakata varmışlardır.
Ek olarak, iki taraf, her türlü sınır ötesi yolsuzluk suçuyla savaşım maksatlı ikili işbirliğini güçlendirme ve iki ülkenin yolsuzlukla savaşım kurumları içinde, bilhassa de yolsuzluk vakalarının soruşturulması, faillerin kovuşturulması ve Yolsuzlukla Mücadelede Kanun Uygulayıcı Otoriteler için Küresel Operasyonel Ağı’ndan yararlanarak yolsuzluk suçlarından elde edilmiş gelirlerin geri alınması alanlarında etkin iletişimin güçlendirilmesi hususundaki kararlılıklarını teyit etmişlerdir. Ek olarak, terörizme neden olan şiddete varan aşırıcılık, nefret söylemi ve terörizmle savaşım ile ılımlılık ve hoşgörü kültürünü yaymak için aralarındaki işbirliğini güçlendirmenin önemi üstünde anlaşmışlardır.
Taraflar, gezim, sürdürülebilir gezim ve iki ülke arasındaki turizmin gelişimi alanlarında işbirliğinin artırılması, her iki ülkedeki gezim potansiyelinin araştırılması ve gezim sektörünün yararına edinim değişiminde bulunulması hususlarındaki arzularını ifade etmişlerdir. Taraflar ek olarak kültürel alanlarda, spor programları ve faaliyetlerinde aralarındaki ortaklık ve ortaklığı güçlendirmenin önemini vurgulamışlardır.
Taraflar, iki ülke içinde bilim ve eğitim işbirliğinin geliştirilmesi, iki ülkedeki üniversitelerin birbirleriyle direkt ilişkilerini güçlendirmeye teşvik edilmeleri, yaşamsal alanlarda araştırma ve bilimsel ortaklık seviyesinin yükseltilmesi, operasyonel eğitim modellerinde edinim alışverişinde bulunulması, eğitimde çağdaş teknolojilerin kullanılması, ortak araştırmalar yürütülmesi ile hususi eğitim, e-öğrenme ve uzaktan eğitim alanında eğitim materyalleri ve hizmetleri geliştirilmesi yönündeki arzularını dile getirmişlerdir. İki taraf, radyo ve tv alanında medya ortaklık fırsatlarını, haber değişimi ve iki taraf içinde karşılıklı ziyaretler mevzularını ele almışlardır.
Sıhhat alanıyla ilgili olarak, iki taraf, mevcut ve gelecekte ortaya çıkabilecek salgınlara, bunlarla ilişkili risk ve sınamalara karşı durulabilmesi maksatlı küresel girişimlere destek amacıyla iki ülke arasındaki ortaklık ve eşgüdümün güçlendirilmesi, internasyonal kuruluşlar ve G20 ülkeleri vasıtasıyla küresel sıhhat sınamalarının göğüslenmesi, aşı, ilaç ve teşhis amaçlı teçhizat geliştirilmesinde ortaklık ve iki ülke içinde antimikrobiyal dirençle mücadeleye yönelik küresel çabalara ilişkin eşgüdüm sağlanması arzularını dile getirmiştir. Türk tarafı, Krallığın, antimikrobiyal direnç mevzusunda etkili ve sürdürülebilir çözümler bulunması, farkındalık yaratılması ve hazırlıklı olunmasının sağlanması amacıyla Tek Sıhhat yaklaşımının desteklemesini hedefleyen Dördüncü Antimikrobiyal Direnç Bakanlar Konferansı’na Kasım 2024’te ev sahipliği meydana getirecek olmasını memnuniyetle karşılamıştır.
İki taraf, iki ülke içinde, Internasyonal Para Fonu, Dünya Bankası ve Yirmiler Grubu şeklinde internasyonal forumlarda ve kuruluşlarda devam eden işbirliğinin ve dünyanın içinden geçmekte olduğu ekonomik sınamalarla savaşım amaçlı internasyonal çabaların desteklemesine yönelik eşgüdümün önemini vurgulamıştır.
9 MUTABAKAT ZAPTI İMZALANDI
İki taraf, bu ziyaret esnasında Kabiliyetler, Müdafa Sanayii, Araştırıma ve Geliştirme Alanlarında İşbirliğine İlişkin Uygulama Planı, Suudi Müdafa Bakanlığı ile Türk şirketi Baykar içinde 2 Satış Sözleşmesi, Direkt Yatırımın Teşvik Edilmesi Alanında İş Birliğine, medya ve enerjiye ilişkin mutabakat zabıtlarının imzalanmasını memnuniyetle karşılamıştır. Buna ilaveten, Türk-Suudi Yatırım Forumu’nda iki ülke {özel sektör} kuruluşları içinde enerji, gayrimenkul, inşaat, eğitim ile dijital teknolojiler, sıhhat ve medya alanlarında 9 mutabakat zaptı imzalanmıştır.
Internasyonal ilişkilerle ilgili olarak, iki taraf internasyonal sulh ve güvenliğin korunmasına yönelik çabaları koordine etmeye ve yoğunlaştırmaya devam etme kararlılığını yinelemiştir. İki taraf, bölgesel ve internasyonal arenada her iki ülkeyi de ilgilendiren mevzularda görüş alışverişinde bulunarak, buna yönelik ortaklık ve ortak koordinasyonu güçlendirme, bölgede ve dünyada sulh ve istikrarı tesis edecek tüm girişimlere desteklerini sürdürme kararlılığını tekrardan teyit etmişlerdir.
İki taraf Kur’an-ı Kerim’e yönelik kasıtlı saldırılara karşı kınamalarını ve lanetlemelerini yinelemişler ve diyalog, hoşgörü ve bir arada yaşama değerlerini yaymaya, nefreti, aşırıcılığı ve dışlamayı reddetmeye ve tüm dinler ile mukaddes mekanların istismarını önlemeye yönelik ortak çabaların önemini vurgulamışlardır.
Yemen mevzusunda, iki taraf, Yemen krizine kapsamlı bir siyasal çözüm olmasına dönük Birleşmiş Milletler ve bölgesel çabalara tam destek verilmesinin önemini vurgulamışlardır. Türk tarafı, Krallığın, Yemenli taraflar içinde diyaloğu ve uzlaşmayı teşvik etmeye yönelik çabaları ve girişimleri ile Yemen’in tüm bölgelerine insani yardım ulaştırılmasının sağlanmasında ve kolaylaştırılmasında oynadığı görevi övmüştür. İki taraf ek olarak, Yemen Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Liderlik Konseyi’ne tam desteklerini teyit etmişlerdir. İki taraf, Birleşmiş Milletler’in ateşkese bağlılığı güçlendirme çabalarını takdir etmiş ve Hutilerin, Yemen krizini sona erdirmeyi amaçlayan Birleşmiş Milletler ve internasyonal çabalara pozitif yönde bir halde dahil olmasının ve sulh girişimleri ve çabalarıyla ciddi bir halde ilgilenmesinin önemini vurgulamıştır.
Türk tarafı, Krallık ile İran arasındaki diplomatik ilişkilerin tekrardan başlamasını memnuniyetle karşılamış, bu adımın, Devletlerin egemenliğini ve iç işlerine karışmama prensibini koruyacak şekilde bölgede güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesine katkıda bulunmasını umduğunu ifade etmiştir. İki taraf, İran’ın nükleer programının barışçıllığına bağlılığının ve Internasyonal Atom Enerjisi Ajansı ile saydam bir halde ortaklık yapmasının önemini vurgulamıştır. Ek olarak, bölge ülkelerini kapsayan, bölgesel ve internasyonal sulh ve güvenliğe yönelik tehdit kaynaklarını ele alan kapsamlı müzakerelere götürecek çabalara katkının önemini belirtmişlerdir.
MISIR İLE İLİŞKİLER
Suudi Arabistan, kardeş Türkiye ve Mısır içinde gelişmekte olan ilişkilere dair takdirlerini ve desteğini ifade etmiştir.
İki taraf, Filistin davasındaki gelişimleri ele almış ve işgal altındaki Filistin topraklarında devam eden İsrail saldırılarını ve provokasyonlarını kınadıklarını ifade etmişler; Filistin halkının 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurabilme haklarını güvence altına alacak şekilde, Filistin davasının Arap Sulh Girişimi ve ilgili internasyonal meşruiyet kararlarına dayanan kapsamlı bir barışa ve adil bir çözüme varmasını teminen çabaların yoğunlaştırılması gerekliliğini vurgulamışlardır.
Sudan’daki duruma ilişkin olarak, iki taraf, 11 Mayıs 2023 tarihinde imzalanan Cidde Bildirgesi (Sudan’daki sivilleri koruma taahhüdü) ve öteki bölgesel girişimlere istinaden, çatışmanın taraflarının kalıcı bir ateşkese yönelik taahhüdünün önemini vurgulamıştır. Türkiye ve Suudi Arabistan, her iki tarafı, ihtilafa sürdürülebilir bir çözüm bulunması yönündeki siyasal diyaloga bağlı kalmaya ve ek olarak Sudan halkının maruz kalmış olduğu acıların hafifletilmesine dönük lüzumlu tedbirleri almaya teşvik etmişlerdir. Ek olarak Sudan krizinin çözümünün, yalnız Sudan’ın egemenliğine ve birliğine saygı duyan ve hem de Sudan devlet kurumlarını muhafaza eden hakiki bir Sudanlılar arası siyasal süreçle sağlanabileceğini vurgulamışlardır. İki taraf, Sudan’da insani mukabeleyi desteklemeye dönük internasyonal çabaların yoğunlaştırılması ihtiyacının ve Sudan halkının yaşamış olduğu acıların giderilmesinin öneminin altını çizmişlerdir.
Ukrayna’daki savaşla ilgili olarak, iki taraf, savaşın müzakereler yöntemiyle ve internasyonal hukuk temelinde sona erdirilmesinin, diyalog ve diplomatik çözümlere öncelik verilmesinin ve güvenlik ve istikrarın tekrardan sağlanmasına katkıda bulunacak şekilde gerilimi azaltmak ve bu krizin negatif yansımalarını sınırlamak için mümkün olan tüm çabaların gösterilmesinin önemini vurgulamışlardır. İki kardeş ülke tarafınca sağlanan insani yardım ve girişimleri, krizin acısını hafifletmeye bir katkı olarak takdir etmişlerdir. Bu bakımdan, iki taraf, küresel besin güvenliğine destek veren ve besin fiyat istikrarını elde eden Karadeniz Girişimi’nin öneminin altını çizmiştir.
Ziyaretin hitamında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hadim’ül Haremeyn Eş-Şerifeyn Kral Selman bin Abdulaziz El Suud ve Veliaht Prens ve Başbakan Altesleri Prens Muhammed bin Selman bin Abdulaziz El Suud’a, Ekselansları Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyete gösterilen hüsnükabul ve misafirperverliği için teşekkürlerini ve takdirlerini ifade etmişlerdir. Altesleri Veliaht Prens, Cumhurbaşkanı’nın sıhhat ve mutluluğu ile kardeş Türk halkının daha da ilerlemesi ve refahı için en iyi dileklerini dile getirmiştir.”
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
rn
","author":{"@type":"Person","name":"editor","url":"https://www.habergonder.com/author/editor/"},"articleSection":["Siyaset"],"image":{"@type":"ImageObject","url":"https://www.habergonder.com/wp-content/uploads/2023/07/17382968-700x400.jpg","width":700,"height":400},"publisher":{"@type":"Organization","name":"","url":"https://www.habergonder.com","logo":{"@type":"ImageObject","url":""},"sameAs":["https://www.facebook.com/jegtheme/","https://twitter.com/jegtheme","#","#"]}}
Bu post hakkında tartışma