İHA
Bundan tam 4 yıl ilkin tüm dünya, koronavirüs belasıyla tanıştı.
Hastalığa umar bulunması için aşı çalışmalarına hız verilmiş, Prof. Dr. Ercüment Ovalı’dan şaşkına çeviren açıklamalar gelmişti.
Kamuoyuna aşıyı bulduğuna dair imalarda bulunan hemen sonra suskunluğa gömülen Ovalı, seneler sonrasında ortaya çıktı.
Kök Hücre ve Hücresel Tedaviler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı, kök hücre tedavisine ilişkin açıklamalarda bulunmuş oldu.
“Büyük umut olmaktan artık çıkmalı”
1998’li yıllarda kök hücre alanında mühim emek harcamalar yapıldığını ifade ederek sözlerine başlamış olan Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı, “Hala aynı şeyi söylüyoruz; ileride işe yarayacak. Bugün geldiğimiz yolda artık daha mantıklı konuşmak zorundayız. Doğru kullanıldığında, doğru endikasyonlarda ve doğru dozlarda bazı hastalıklarda işe yarayabilir fakat yaşamı tekrardan oluşturan bir hücre hala yok. Dolayısıyla kök hücre doğru kullanıldığı yerlerde bunu tartışabiliriz, yeri var fakat büyük umut olmaktan bence artık çıkmalı. Bir tek mevcut hücrelerden bir tanesi.
Geçen 20 yıldan sonrasında benim kök hücreye bakış açım birazcık daha değişti. Daha spesifik, daha olgun hücreler daha farklılaşmış, işini bilen hücreleri kullanmak bugün için daha mühim. Mesela; insanların yaşamını kurtaran kanser tedavisinde, malign melanom, lösemi, lenfomada yaşam kurtaran hücreler söz mevzusu.” dedi.
“Kök hücreye eski inancımı korumuyorum”
Kök hücre tedavisine yönelik geçmişteki inancını korumadığını söyleyen Prof. Dr. Ovalı, sözlerini şöyleki sürdürdü:
Kök hücre inflamasyonla, iltihapla giden, kronik yıkımla giden durumlarda yıkımı yavaşlatmak, inflamasyonu azaltmak için iyi bir hücre, bu amaçla kullanılabilir. ‘Verirsem kalbi, beyni, karaciğeri tekrardan yaparım’ maalesef bu aradan geçen 25 yıl sonrasında hala bir gerçek değil. Bilim tartışılacak, 2 değişik görüş savaşacak, sonunda bir bireşim çıkacak. Sonrasında o sentezin antisentezi de çıkacak bilim bu.
Dolayısıyla benim deneyimim; Türkiye’de kök hücreyi ilk üreten insanım. 1999 senesinde kök hücreyi ürettiğimde 2003 senesinde tüm Türkiye’ye bunun iyi mi üretileceğini anlattığımda o dönem kök hücreye benden daha çok inanan kimse yoktu. Bunca senelik tecrübemden sonrasında diyorum ki; belli yerlerde hala mühim işler yapabilir fakat oldukca fazla ona vazife yüklemeyin, o denli yetenekli değil. Biz eskiden olgunlaşmamış, kök hücre dediğimiz hücreye güvendik. Şimdi ise matür şu demek oluyor ki bir iş için spesifikleşmiş, o işi yapmak için vücutta fonksiyon gelen hücreleri alıp o amaca uygun kullanmak artık daha doğru sonuçlar veriyor.
Aniden 3-4 tane hastalıkta hücre tedavisi onay aldı ve tüm ilaçları bir kenara itti. Onay alan hücrelerin hepsi matür; olgunlaşmış, işini bilen hücreler. Dolayısıyla işini bilen hücreleri kullanırsak daha başarıya ulaşmış olacağız. Hala kök hücreye oldukca fazla inanan, büyük işler yaptığını düşünen gruplar var, bence olmalı da öteki taraf ne olursa olsun olmalı. Biz savaşmalıyız ve böylece doğru yol çıkmalı fakat en oldukca uğraşan şahıs olarak kök hücreye eski inancımı korumuyorum.
“2 grup şey kanserde bence taşları yerinden oynatıyor”
Kanser tedavisine yönelik konuşan Prof. Dr. Ovalı, “Biri Car T Cell, ikincisi TIL (Tümörü infiltre eden lenfositler) adını verdiğimiz 2 grup şey, kanserde bence taşları yerinden oynatıyor. Bu 2 tedavi de kanser tedavisinde taşları yerinden oynatan tedavi. Car T Cell başarısını ispatladı aslına bakarsan.
TIL ise malign melanomda başarısını ispatladı. Şimdi meme, akciğer, kalınca bağırsak ve pankreas geliyor neticelerini hep beraber bekleyeceğiz. Hücresel tedavi giderek büyüyor fakat seçimi değişmeye başladı. Bir de hücreyle beraber gen tedavisinin birlikte kullanıldığı modeller var, onlar daha da başarıya ulaşmış olacak.” dedi.
“İşe yaramayacak diyorum”
Hastaların duyumlar üstüne tedavi talepleri olabildiğini aktaran Prof. Dr. Ovalı, “Hasta bazında reklam oldukca yayılmaya başladı, toplumsal medyaya girdiğinizde ürünlerin, doktorların reklamlarını görüyorsunuz bu mühim bir problem. Hücresel tedavi gerçek yerini bulabilsin, hak etmiş olduğu yere doğru gelebilsin, şimdi birazcık medyatik pozisyonda.
Hastaya yalvardım, emin olun işe yaramayacak, yapmayın, o tedavinin maliyeti 500 bin TL. Yarım milyon para verecek ve diyorum ki işe yaramayacak ‘Fakat olsun ben tecrübe etmek isterim’ diyor, bunun sebebi bu yanlış reklamlar.” ifadelerini kullandı.
Haber Deposu: İhlas Haber Ajansı (İHA)
Bu post hakkında tartışma